29 Aralık 2009 Salı
Bir küçük sandalım okyanusun ostasında sallanan
Demek ki bütün iş ilk yazıyı yazmaktaymış, yazdım ve ondan sonra içimdeki yazma canavarı dışarı fırladı şu anda normalde kafamı kaldırmadan çalışmam gerekirken ben devamlı bir şeyler yazmak içimde ne var ne yok buraya dökmek istiyorum.
Şu anda hayatımda belkide en önemli zaman dilimini kaplayan ortaokul dönemi ilgili yazıcam normalde çoğu kişinin en önemli zaman dilimi lise veya üniversite olurken benim orta okul dönemim her zaman benim için çok farklı yerlere sahip çünkü çoğu ilki o zaman yaşadım;
ilkkez sevdim gercekten, o yaşta belki aşkın ne olduğu belki insan bilmiyor ama ben o zaman ki kadar kimseyi sevemedim, ilk kez hocamdan ve aynı akşam ilk kez babamdan dayak yedim (iyi birşey değil belki ama şu anda yanımda olup beni hala dövseydi dediğim zaman oluyor bazen) ilkez en yakın dostum tarafından sırtımdan bıcaklandım ve en acı kaybımı da o zaman yaşadım orta sonda daha dışarda laylaylom oyunlar oynarken en acı haberlede babamı kaybettiğimi öğrendim.
Orta okula giden bir ÇOCUK iken ailemin büyük çocuğu olarak o zaman aldım ben bütün yükü üstüme ve o zaman ilk sorumluluğumu aldım, önceki yazımda demiştim ya içimde büyütmediğim bir çocuk var diye ben cocuk olamadan,farkına varamadan büyüdüm çünkü arkadaşlarım dışarda gülüp oynarken ben evde babamın acısı ve bir anda büyümüş olmanın şaşkınlığla sürüklendim bunca zaman ve hep kaçmaya başladım karanlık sokaklar beni içine çekerken aydınlığın ışıklarına.
En mutlu günlerimde o zamanlardı en acı kaybımda, ilk kez bir kızdan çıkma teklifine o zaman aldım ilk aşk mektubumuda o zaman yazdım, ilk kavgamıda o dönem yaptım ilk kopyamıda o zaman çektim :) .
Allah biliyorya o zaman herkezden uzun ve gelişmiş olmamın nedenini merak ediyorken başıma gelicek en talihsiz olaylardan birine ön hazırlık olduğunu sonradan fark ettim, benim yaşıtlarıma göre önceden büyüyüp önceden almam gerekiyormuş geminin dümenini.Hayat ucu bucağı olmayan bir okyanus başlıkta belirtiğim gibi ve o zaman yolcusu olan bir gemi teslim edildi bana çok şükür kazasız belasız bu günüme geldim.
Ailem dahil herkes beni şenşakrak vurdum duymaz, hayatın kederi ve sillesi vurmamış biri olarak görürken benim içimde patlayan volkanlar, benim içimde kanayan yaralar dolu ve hiç biri yara bandının, sargının kapayamayacağı kadar büyük yaralar (her konuda).
Ben dertleşemeyen, derdini devamlı içiersindeki derinliklere gömen ve her zaman mutlu olmaya her dertten kederden kaçıp devamlı gülümsemeye çalısırken içerisinde ağlayan bır bebek olan yirmiş yaşında saçlarına ak düşmüş biriyim. Hani hakkında bir bölum varya blogumda oraya bile kim oldugunu itiraf etmeye korkan hala çizgi filmlere gülen ve hala hayat okyanusunun dalgalarında sürüklenen bir sandalım ben...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder