24 Mayıs 2010 Pazartesi

Tv coçuğunun kendine itirafı

Televizyon Çocuğu


Bu yazında neden adımı boyle değiştirdiği yazacağım aslında kendıme itiraf edeceğim demek daha doğru olur..
Kendimi bildim bileli hep sanal yani hayal dünyasında yaşıyorum ama asla normal insanlar gibi gerçeğe geçirilecek hayaller değil tamamen eskilerin deyimiyle deli saçması hayaller...
Ve geleceğim için hiç bir cabam ve çalışmam olmuyor maalesef herkes gibi evlenmek coluğa cocuga karışmak,iyi bir iş kaygısı,iyi bir yaşam tarzım olmadı ve geleceke ilgili bir plan yapmıyorum herkes on yıl sonrasına kadar planlar yaparken ben bır dakıka sonra ne olacagını dusunmeden hıc bırsey yapmadan hayat bana ne verırse onlarla yasamaya calısarak zamanımı tuketıyorum :S

Sevdiğim bir Arkadaşıma söz vermiştim olumsuzluk yok diye bundan sonra diye ama bu bloger benım bır nevı gunlugum gıbı oldu sevdıgım ve uzuldugum seylerı buna yazarak kendımı avutuyorum. Bu bloger işiylede benı tanıştıran oydu buyuk ıhtımalle bu yazıyı okuyorsa bana içten içe sozunu tutmadı dıye kızıyordur ama benı affeder cunku bu olumsuz dusunce değil kendime bile sölemekten kaçıdığım düşüncelerin yazıya dökülmüş hali sadece ama bunuda yapma derse yasamımdaki olumsuzlukları paylasmam bundan sonra :)
   Evet konuyu dağıymayayım ne diyorduk niye televizyon çocuğu oldum benım kurduğum hayallerin başlagıcı çok küçük yaştan beri tv. bağımlısı olmam ta ki internet ve sanal alem bağimlısıda olana kadar.
 Hayatımın çok buyuk bır bölümü tv izleyerek geçirdim emekleme dönemimden bu zamana kadar yaklaşık ömrümün 4/2 tv karşısında izleyenler bilir Müjdat Gezen benım hayatıma benzer bır fılm yaptı televizyon cocuğu diye aynı o durumdayım ne bır arkadaş ne bir sevgili hatta abartma olmuyacak ekmek ve su bıle
onunlayken ıkınci planda kalıyor itirat ediyorum ben resmen TELEVİZYON BAĞIMLISIYIM, bir eroinman bir alkolik gibi bağımlıyım artık ikinci olarakta bilgisayarın bağımlılığına geçiş yaptım. artık tv yoksa benım için
internet var iternettede tabiki facebook ve dizi ve film izlenecek siteler büyükce belkıde duzeleceğimi düşündüğü için ailem yada sevenlerim  küçükken bu konu hakkına hiçbirşe yapmamış ben bile bunu şu anda itiraf edene kadar birşey yapmak istemiyordum.

Bu itirafın ve artık değişmek istememin nedeni arkamı dönüp baktığımda sadece keşkeler ve pişmanlıklar kaçırdğım güzel günlerin özlemi olması.Herzaman izleiğim süper kahraman olurdum,çizgi filmlerdi favorim (hala izlerim) kanal az izleyecek şey çoktu arkadaşlarım dışarda top oynarken ben evde tv ilerdim tsubasa olurdum izlerken, millet sevgilisinin elini tutmuş eğlenirken ben romantik komedi izlerdim kafamın içinde yaşardım sevgiyi orta okulda hatırlıyorum herkes sevdikleriy bir köşede konusken ben acaba bir yerden paparazimi cıkacak diye bakınıyordum :) Evet çok komik ama ben gerçek hayatı bu sanıyordum.
 Şu anda bile yaşıtlarım hatta benden küçük tanıdıklarım evlenıp cocuk sahibi olma yolunda ilerlerken ben bu tv ve internet ağının içinde dipsiz bir kuyuda düşermiş gibi kayboluyorum,ne kadar açınası bır durumda olduğumun farkına olmama rağmen değiştirmek için ne yapacağımı bile bilmiyorum,aslında belkide
bilmek işime gelmiyor. :(

Artık zincirleri kırma vakti hayatımı yaşama vakti bugun evde durmayayım dediğimde bile yaptığım şey dışarda sinemaya gitmek hatta en sevdiğim şey diyebiliriz..Biraz önce saçlarımdaki beyazları tekrar gördüm ve şöyle bir kaç dakika düşündüm ben kimim neyim diye candan erçetinin şarkısı aklıma geldi sonra kadın ne güzel söylüyor;

Ben Kimim? Az mıyım çok muyum?
Var mıyım yok muyum? Ben neyim?
Masal mıyım gerçek miyim?
Kaç mıyım göç müyüm? Hiç miyim suç muyum?
Ben kimim? İbret miyim cinnet miyim?




ASIL SORU belkide ben kim olmak istiyorumdur veya ne olmak istiyorum,hiçbir önemi olmayan dünyadan göç edip gittiğimde arkamda gerçekten iyi tanırdık iyi bilirdik diyen olmadan gideceğim belkide hiçbir
kimse tanımayacak bilmeyecek ne olmak istediğimi ne yapmak istediğimi uzun süre haber alamadıkları için kapıyı kırdıklarında 50 veya 60 yaşlarında kuçağımda bilgisayar önumde tv acık şekilde açlık
ve susuzluktan ölmüş olurum herhalde tek başıma ne bir bitki nede bir hayvan bile olmaz belkide sorun bu bilmiyorum, sevmiyorum hiçbirini sevmekten,bağlanmaktan,acılardan,hayat kaygısından belkıde bu şekılde
kaçmaya çalısıyorum kım bılır,millet eroin vs. içerek pembe bir dunyaya kaçarken ben bunu tv. ile yapıyorumdur.Saat sabahın 5.00'i tam olarak ne yaptığımı bilmiyorum yazımı tekrar okuyunca saçmaladığımı düşünüp sileceğimide bildiğimden tekrar okumadan yayınlayacağım çünkü biliyorum ki hayatın oynadığı oyunlardan kaçayım derken aslında hayatın bana sunduğu güzellikleride elimin tersiyle itekliyorum.Kaybım çok fazla bunu arada sırada bağımlılıklerımdan kurtulup dışarı çıktığımda daha ıyı anlıyorum, insanlarla bile artık nasıl konusacağımı nasıl bırıne sevgimi anlatacağımı bilmiyorum, biriyle çıksam ne konuşacak bır konum ne anlatacak bir maceram var, bazen arkadaşlarım "boylusun poslusun yakısıklısın onun var
bunu var neden yanlızsın" dıye soruyorlar (abartmıyorum aynen söyledilerini yazdım ama onların abartmadığı anlamına gelmıyor bu)
 Onlara söyleyemediğimi şimdi söylüyorum; "ÇÜNKÜ YAŞAMAYI BİLMİYORUM evet bilmiyorum ne giyinmeyi ne eglenmeyi,güzel bir günün akşamını,yada birisini etkilemeyi hatta selam vermeyi" .
     Babamın yıllar önceki teşhisi aklıma geldi; Sen adam olmazsın demişti haklı çıktı pazartesi işi olupta bu saatte hala tv ve pc başında film vs.izleyen hayatını planlamayıp onun için çalışamayan,sınavı olupta kıtap acmayan sevipte seviğine nasıl söyleyeceğini başkasına soran,sadece günlük yaşayan ve butun gelecek kaygısını kumandanın bir tuşuna basarak arkasında bırakan biri adam olmaz olamaz Üzgünüm tv cocuğu baban ve bu lafı sana söyleyen herkes haklı... Kendi hayatımın okadar dışında kaldım ki Hayatım bir film olsa ordaki rölüm sadece ekranın önünden geçen adam yada kameranın arkasında rol bekleyen figüran olurdu, yanı o kadar kendi hayatımın dışarısında kaldım.
  
 Az  zeki,hayallerle süslü,bakımsız,takıntılı,başkalarının hayallerın gerçek yapmak için çalışan kendini ikinci plana atan, asla arkadan vurmayan devamlı sırtında bırılerinın sapladığı hançerle dolaşan,çabuk güvenen acı bir şekilde yanılan,gözpınarları kurumuş,gülmekten korkan,süperman yada joker iyi yada kötü filme göre karakter değiştiren kimmiyim ben tabiki TV's BOY :)

23 Mayıs 2010 Pazar

Düşerken tutabileceğin bir dal olmalı,gerçek dostun olmalı...




    Dost; tek hece dört harf yani söylenmesi cok basıt ama herkese denmeyecek kadar özel ve güçlü bir kelimedir.William Shakespeare'in da dediği gibi "her dost dosdoğru dost olmuyor"... Sen ona güvenip herşeyini anlatıp zor anlarında hep yanında olmak isterken sadece bir nasılsın sorusunu bıle senden esirgeyen dost sandığımız arkadaşlarla dolu etrafımız ama biz bunun farkına sadece dosttan büyük bir kazık yiyince anlayabiliyoruz maalesef.
   Yeni eski nesillerden bir örnek; Düşmanın attığı bomba değil dosttan gelen taş parçalar yüreğimi, gerçekten dostum diyebileceğimiz okadar az kişi kaldı kı nesli tükeniyor diye özel koruma altına alınmalılar artık,eskiden her tarafta bir dost bulabılırken dostlar istisna oldu resmen,kaideyi bozamiyorlar :(


   Öyle bir durumdayız ki herkes menfaatları dogrultusunda hareket edıyor insanlar yanı bır menfaati olmadan kımse sana yanaşmıyor arkadaşlığa bile,bir selamı bile vericekleri zaman artık acaba ne isteyecek diye düşünüyosun artık. "Mevlana öğrencisiyle giderken yolda yanyana yatan iki tane köpek görürler öğrenci mevlanaya; efendim biz neden bu hayvan dediklerimiz kadar bile olamıyoruz,bunlar gibi dosthane yaşayamıyoruz diyince mevlana; aralarına bir kemik at bakalım dostluk kalıyor mu? demiş. Doğru söze ne hacet menfaatları çakışan insanlar hiçbir şey beklemeden sadece dostu olmak ıcın caba harcayan maneviyatın peşinde kimse yok herkes maddiyatcı olmus.


  Karaborsaya düştü artık dostluklar yok hiç bir yerde demişti bir arkadaşım ama inanmamiştim çünkü okadar sağlam okadar kendi çapında süper dostlarım var ki hepsi kendi alanında bir numara nasıl mı oluyor, yaşamım boyunca bır suru arkadaşım oldu ama her arkadaş cevremde bır DOST edindim,beni sadece ben olduğum için sadece beni ben olduğum için milletin imreniceği kadar dostum var.(tabi ister istemez dostlar arasında bır sıralama yapman gerekıyor ıster ıstemez ve orada değeri diğerlerinden fazla cok az insan var bunla ilgilideen sevdiğim alıntı Baki'ye dostları sorar; "kaç çeşit dost vardır?" diye. Baki, "üç çeşit dost vardır" der: * Bir dost vardır gıda gibidir, sen onu hergün ararsın. * Bir dost vardır ilaç gibidir, gerektiğinde ararsın. * Bir dost vardır hastalık gibidir, o seni arar. ) gerçi ben benim gözümde karşı tarafı nasıl gördüğümden çok onların gözünde ben nasıl bir dost olarak gördüğü benım için en önemlisidir.

 Eğer bir dostumun başı dertte canı sıkkınsa bana ıhtıyacı varsa benimde eğer yanında olma imkanım varsa az bıle olsa yeterkı olsun giderim,gitmek zorunda oldugumdan değil orda olmak istediğim için olurum ,hiç bir beklenti olmadan yapmalıyız bunu ama facebookun klasık ozlu sozlerınden bırı aklıma gelıyor bunu yazarken; insanlar karsı tarafta bır gun benı sever diye severler,zaten sadece sevmek için sevdikleri zaman melek olurlar diye yazıyor,çok hoşuma gitti gerçekten insanlar boyle...
Gaza gelip bir kaç tane daha ünlülerin dostla ilgili cümlesini yazayım :D









Büyük adamların dostlukla ilgili sözleri;

Felaket kabarık dost sayısını sıfıra indirir.
W. SHAKESPEARE
İyi dostluklar, hesapsız kurulur.
BALZAC
Felaketin bir iyiliği varsa, hakiki dostlarımızı tanıtmasıdır.
BALZAC
Hakiki arkadaşlık, sıhhatten farksızdır, kıymeti, ancak elden gittikten sonra anlaşılır.
GOLTI
Hiçbir arkadaş arkadaşlığını ispat edene kadar gerçek arkadaş değildir.
BAUMONT FLETCHER
Bir dostun üzüntüsünü herkes paylaşabilir. Ama bir dostun başarılarına içtenlikle sevinmek bir ruh hasleti gerektirir.
OSCAR WILDE
Kusurlarınızı söyleyebilecek arkadaş bulun.
BOILEAU
Gerçek arkadaşlık iki bedende yaşayan bir ruhtur.
ARISTO
Hakiki arkadaşlık sıhhatten farksızdır. Kıymeti elden gittikten sonra anlaşılır.
GOLTI
İyi arkadaş, güzel koku satan gibidir. Sana, koku sürmese bile yanında bulunduğun müddetçe güzel kokusundan faydalanırsın.
EBUZERR
Ayıpsız dost arayan dostsuz kalır.
MEVLANA
Dostluktan saygıyı kaldıran, onun en büyük süsünü kaldırmış olur.
CICERO
Dost kötü günlerde belli olur. İyi günlerde ise yüzlercesi bulunur.
ATTAR
Yalnız kendi nefsini düşünüp dost arayan, hizmetçi arıyor demektir.
CENAP SEHABETTİN
İnsanların en acizi dost edinmeyendir. Bundan da acizi ise dostunu yitirendir.
GÖKHAN
Zayıfların kini, dostlukları kadar tehlikeli değildir.
VAUVENARGEUS
Gerçek dostlar, iyi günlerde davet edilince sizi ziyaret eder. Kötü günlerinizde davet edilmeden gelirler.
THEOPMRASTUS
Dostunuzu sık sık ziyaret edin, çünkü üzerinde yürünmeyen yollar, diken ve çalılıklarla kaplanır. 


 

11 Mayıs 2010 Salı

Kurtlarla dans.

Ormalar kralı dedikleri aslan bile yaşnanıp güçünden düşünce çakalların oyuncağı olduktan sonra ben kuzu yavrusu gibi kalıyorum bu adaletsız dünyada.İyi niyetimi iyice suistimal edilmeye başladı artık bu kadarda olmaz ya"YETERRRRR" diye bagırasım var artık.
İşimizin en kötü döneminde bile bu kadar sıkıntılı bir dönem yaşadığımızı hatırlamıyorum bu nasıl bir şerefsizlik nasıl bir adaletsiz dünya.
2010 girdiğimden beri ben bu kuadar sıkıntılı bir hayat yaşadığımı hatırlamıyorum babamı kaybettiğimde bile bu kadar sıkıntı yaşamadım ben ya bu nasıl bir derttir herşey üstüste ne iş hayatımda ne iş dişinda bir türlü gülmüyor yüzüm, Nasıl bir sınavdır bu alahı ya isyan etmıyorum ama artıkta dayanamıyorum tamam bılıyorum cok imanlı çok düzgün bir kul değilim ama bu kadar yükü kaldıramazsan benımle beraber herkes altında kalacak bu yukun guc ver bana resmen kurtlarla,cakallarla, sırtlanlarla dolu bır dunyanın ortsaındayım.

İnadına yaşamak deneilen şeyin tam üzerinde duruyorum ama ben artık çöküyorum galiba sinir ve stresten uzak kalamaz gunde 2 paket sıgara içer oldum bu iş hayatı ne virajlı ne cukurlu bir yolmus anlamadım gitti.
sadece oda değil her yönden bir kazık yemeye başladım insanın işi kötü gider normal hayattan destek alır ama ben her taraftan hancer yemeye başladım neye elımı atsam elimde kalmaya başladı, bazen kendıme bu kadarmı becerıksız bu kadar mı kabiliyetsizim acaba diye sormaya başladım ama kendı sorusunun bile cevabını bulamaya bir insan oldum cıktım. Okadar çok soru ve sorun olmaya başladıkı kafamda sordugum soruya başka bir soru veya sorunla cevap vermeye başladım artık yok kesın bende bırseylerden daha fereghat edip bir şeyleri daha değiştirme zamanı geldi bu belli oldu artık, ama ne?


Neyden vazgeceyim artık bilmiyorum herseyden vazgectim hayatımı resmen bır cıcek kadar monotonlaştırdım. Eğlenceden vazgeçtim,sevgiden vazgeçtim,sevilmekten vazgeçtim,Para umrumda bile değil

atilla ilhanın en guzel en sevdıgım şiir

BEN SANA MECBURUM !



Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor 
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum, sen yoksun!

Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlarda bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum, sen yoksun!

Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor.

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin...


Attila İLHAN


kemal dadaşoğlundan benı anlatan bir şiir




                          


Anneciğim!
Evlatlar vardır başarılarını, zaferlerini yazarlar...
Sana yazacak bir başarım, bir ödülüm yok anne.
Keşke olsaydı da, seni sevindirebilseydim.
Keşke, benim de anneme yazacak, anlatacak başarılarım olsaydı.
Ama yok anne...

Sevdiğin, okşadığın saçlarıma aklar düştü anne.
İlk evvel saçlarım hayat mücadelesinde yenildi.
Düşmanlarım hep benden güçlü oldu anne.
Onların tahta kılıçları benim çelikten kılıcımı paramparça etti.
Onlar beni yenmek için ne senaryolar yazdı, ne iftiralar attılar.
Ben, ‘masumum’ bile diyemedim.
Düşmanlarıma hep yenildim anne.

Ve ne yazık ki, dostlarıma da... Dostlarım da beni hep yendi...
Ben onları dost bilirken onlar beni meydanlarda tuş ettiler.
Arkamda hep bir hançer yarası oldu anne.
Senin anlayacağın, dostlarım beni düşmanlarımdan daha beter etti!
Kahkahayı unuttum, tebessümle dost oldum.
Yüzümde acı bir tebessüm var şimdi.
Bahtıma yenildim anne!

Çocukluk yıllarımın özlemiyle seni aradım anne...
Senden daha şefkatlisini,
daha merhametlisini bulamayacağımı bilerek...
Her şey küçükken güzelmiş anne.
Şimdi büyüdüm ve yenilmeyi öğrendim anne.

Gülü çok sevdim, hele alını, pembesini...
Bahtıma hep beyazı düştü anne...
O çok sevdiğim güllerin, dikenlerine yenildim anne...
Açlığa-tokluğa, hastalığa-sağlığa, dosta-düşmana...
Hepsine ama hepsine yenildim...

Senin anlayacağın hayata yenildim anne...
Yenildim...



Kemal Dadaşoğlu

harika bir şiir


 Çiçek ve Su



Günün birinde bir çiçekle su karsilasir ve arkadas olurlar.
Ilk önceleri arkadaslik olarak devam eder iliskileri.
Tabii ki her zaman lazimdir arkadaslik birbirini tanimak için.
Gel zaman git zaman, çiçek o kadar mutlu olur ki suyun yaninda,
içi içine sigmaz olur artik ve anlar ki suya asik olmustur.
Ilk kez asik olan çiçek etrafa kokular saçmaya baslar "Sirf senin hatirin için ey su," diye.
Öyle bir zaman gelir ki artik su da içinde çiçege karsi bir seyler hissetmeye baslar.
Farkeder ki "Çiçege asik oldum." Ama su da ilk defa asik oluyordur.
Günler ve aylar birbirini kovalar ve çiçek "Acaba su beni sevmiyor mu?" diye düsünmeye baslar.
Çünkü su pek ilgilenmemektedir çiçekle...









Halbuki çiçek aliskin degildir böyle bir sevgiye.
Ve dayanamaz bir gün, çiçek suya "Seni seviyorum." der.
Su "Ben de seni seviyorum." diye cevaplar.
Aradan zaman geçer ve çiçek yine suya "Seni seviyorum." der.
Su "Ben de." der.
Çiçek sabirlidir.
Bekler, bekler, bekler...
Artik öyle bir duruma gelir ki,
çiçek koku saçamaz olur artik etrafa.
Ve son kez suya "Seni seviyorum." der.
Su da "Sana söyledim ya, ben de seni seviyorum." der.
Ve gün gelir çiçek yataklara düser.
Hastalanmistir çiçek artik. Rengi solmus,
çehresi sararmistir çiçegin.
Yataklardadir artik çiçek,
su da basinda bekler öylece çiçegin yardimci olmak için.
Ama bellidir ki artik çiçek ölecektir ve son kez zorlukla basini döndürerek çiçek,
suya der ki:
"Seni ben gerçekten seviyorum."
Çok hüzünlenir su bu durum karsisinda ve son çare olarak bir doktor çagirir.









Doktor gelir ve muayene eder çiçegi.
Muayeneden sonra söyle der doktor:
"Hastanin durumu ümitsiz, artik elimizden bir sey gelmez."
Su merak eder sevgilisinin ölümüne sebep olan hastalik nedir diye,
ve sorar doktora "Hastaligi nedir?" diye,
Doktor söyle bir bakar suya ve der ki
"Çiçegin bir hastaligi yok dostum,
bu çiçek sadece susuz kalmis, ölümü onun için." der.
Ve anlar ki su artik, sevgiliye sadece "Seni seviyorum." yetmemektedir...

dost ıcın de şiir yazılır =)



ÜZÜLME HAYAT FANİ

Aglamak sanıyormusun derdine çare olacak
Gözyaşların herzaman boşuna akıcak
Üzülüyorsun biliyorum hayat yoruyor senı
Aç gözünü artık hayat dertli,ölüm ani

Sen sanıyormusun her aşk ebedi
Seni çok seven bile bir gün gitmeli
Aşk meşk herşey yalan aslında
Ölüm ayırmazsa kader ayırıyor bu hayatta

Gül canın neye sıkıyıyorsa inadına
Hayat değmez kendını paraladıgına
Öyle dert keder varki aslında
Sırtını dönmelisin en ufak acıya

Bilirim canın yanar yarinden uzak kalınca
Acılar içinde kıvranmak boşuna
Ömür kısa üzme kendini asla
Her zaman senı seven cıkar unutma

Kalp kırılsada yenıden sevebılır
Önemli olan değerini bilmektir
Eğer acıyorsa içinde bir yer
Gülümse sen herşeyi boşver

Der ki senın dostun garip ali
Güzel şiir istesemde yazamıyorum gayri
çıkmıyor artık biri acıtmadan kalbimi
Severim dostumu kıramam seni
Sende izin verme üzdürme kendini

29 Nisan 2010 Perşembe

eskilerden şiir 5



 Eskilerden kalma şiirlerim

Bakma bana uzgun uzgun yine ,
Umutlarim seninle tukeniyor belki de
Rivayete gore olmezmus insan sevince,
Cesaret ister ama sevmek bile
Unutmaksa ise iki saniye...

Bir bamisim sen yokmussun
Unutmus beni yokolmussun
Rengi karanlik gecelere sokulmussun
Candan değil canandan olmussun
Umutlarimida cebinde unutmussun


Bak bir kendine, don bak yine
Ugruna degermisin sence olmeye
Rengin solmus aglamissin bence
Ciddiye almiyorsun hic bir seyi belkide
Ucmak istiyorsun sadece, ozgurce

23 Mart 2010 Salı

kadın olmanın avantajı nedir?

Kadın olmanın 18 avantajı:

1- Hem duygularınız var, hem de bunlar hakkında konuşabiliyorsunuz.
2- 30'undan sonra saçlar dökülmeye başlamıyor.
3- Burun ve kulaklarınız kıllarla kaplanmıyor
4- Ne kadar içerseniz için, kemerinizi asla bira göbeği örtmez
5- Doğuştan doğru hediyeyi verme yeteneğine sahipsiniz.
6- Meşrubat kolilerini 6. kata kadar kendiniz taşımak zorunda değilsiniz.
7- Sinemada gözyaşlarına boğuldunuz diye utanmanıza gerek yok
8- İstatistiklere göre kocanızdan 7 yıl daha uzun yaşayacaksınız
9- Otomobilin lastiğini değiştirmeyi bilmek zorunda değilsiniz
10-Yuvarlak meşin olmadan da hafta sonunun tadını çıkarabiliyorsunuz
11-Ömrünüzün 2 bin 600 saatini tıraş olarak harcamıyorsunuz
12-Rezervasyonsuz gittiğiniz lokantada tüm masalar dolu olduğu halde, size boş bir masa bulunabiliyor. Silahlarınızı kullanmasını biliyorsunuz
13-Umumi tuvaletlerde herkes sizi izlemiyor
14-Biraz futbolla ilgilenmeniz bütün erkeklerin kalbini fethetmenize yeterli
15-Aşırı sıcaklarda şortla işyerine gidebiliyorsunuz
16-Üzüntünüzü bir çift yeni ayakkabıyla dindirebiliyorsunuz
17-Otoparklarda park yerleri sadece sizler için ayrılmış durumda
18-Geçirdiğiniz hızlı bir gecenin ardındaki izleri, makyajla gizleyebiliyorsunuz

                                                                            milliyet


bunlarda benden
1) Bar,disko vs. gibi yerlerde dam,eş kavalye gibi bir zorunluluğu yok her mekana tek gırebilir
2) İstediği erkeği çok kolay baştan çıkarabilir
3) Aldattığı zaman kimsenin ruhu duymaz
4) Otobus dolmus vs. karşı cinsle yanyana oturmak gıbı zorunluluğu yok
5) Cennet ayaklarının altında (anne olanlar için)
6)  annne olmak gıbı kutsal gorevlerı var
7) calışmak gıbı zorunluluğu yok
8) yardın gerektığımde eden cok olur
9)Askere gıtmelerı gerekmıyor en guzel yaslarında
10) yalan soleme konusunda erkeklerden cok ustunler
11) ürün veya herhangı bırseyı satmakta erkeklerden daha stunler
12) alışveriş yapmak ıstediklerinde çeşit ve secenek konusunda çok sanşlılar

sevdiğim şarkı sözleri 2 --->Zara : ela gözlüm

Ela Gözlüm Ben Bu Elden Gidersem,
Zülfü Perişanım Kal Melül Melül.
Kerem Et, Aklından Çıkarma Beni,
Ağla Göz Yaşını, Sil Melül Melül.

Elvan Çiçekleri Takma Başına,
Kudret Kalemini Çekme Kaşına,
Beni Ağlatırsan Doyma Yaşına,
Ağla Göz Yasini, Sil Melül Melül

Yeter Ey Sevdiğim Sen Seni Düzet
Karaları Bağla,Beyazı Çöz At
O Nazik Ellerin Bir Daha Uzat
Ayrılık Şerbetin Ver Melül Melül

Karacoğlan Der Ki Ölüp Ölünce
Bende Güzel Sevdim Kendi Halimce
Varıp Gurbet Ele Vasıl Olunca
Dostlardan Haberim Al Melül Melü

sevdiğim şarkı sözleri 1 ---> yıldız tılbe şu an yanımda olsan

yine her aksam gibi
bu aksamda yalnizim
masamda tek basima
durmadan iciyorum
birtek dusuncem sensin
seni dusunuyorum,
hep seni ariyorum

su an yanimda olsan
sana neler soylerdim
kafam hafif dumanli
herderdimi dokerdim
biraz umidim olsa
omurboyu beklerdim
omurboyu beklerdim

27 Ocak 2010 Çarşamba

ŞU AN YANIMDA OLSAN

bu aksamda yalnizim

masamda tek basima

durmadan iciyorum

birtek dusuncem sensin

seni dusunuyorum,

hep seni ariyorum,

 

ŞU AN YANIMDA OLSAN

SANA NELER SÖYLERDİM

kafam hafif dumanli

herderdimi dokerdim

biraz umidim olsa

omur boyu beklerdim

omur boyu beklerdim

8 Ocak 2010 Cuma

Ve her filmin sonundaki beklenen son :D


Gerçek ve filmler o kadar farklı ki birbirinden, artık filmlere inancımı kaybettim artık hiç bir filmin sonundaki mutlu sonlara inanmıyorum, hiç biri gerçek değil çünkü yaşıyoum ve hiç izlediğim gibi olmuyor. Konusu yada türü ne olursa olsun %98 flmlerin sonu ya iyi bitiyor yada mutlu bitiyor fakat gerçek öyle değil...

Filmlerde bir kahraman gelip zor durumdan kurtarıyor herkesi, çok korkunç canavarlarla dolu bir film de bile filmin sonunda başrol karakterlerı vb. kişiler kurtuluyor dunya kurtluyor ,başka bir ornek dunya buz altında kalıyor, sular altında kalıyor,volkanlar tarafından yakılıyor ama bı bakmıssın filmın sonunda cok fazla ınsan kurtulmus, mutlu sonla bitmiş.

En etkilendiğim film babam ve oğlum filmidir onun sonuda mesela baba karakteri ölüyor ama öldükten sonra geliyor ve oglu son kez babasını goruyor ve vedalaşıyor. Ben babamı goremeden kaybettım ve ruyalarımda bıle cok zor goruyorum ve kimseler beni sarip sarmalamadı o filmdeki gibi yani en etkilendiğim filmdekinde bile sonu herseye rağmen mutludevam ederken, gerçek mutlu devam etmıyor veya bitmiyor,

Başka bir örnek filmde paraya çok ıhtıyacı olan bır yada daha fazla karakter varsa o karakterler kesın sonlarda paraya kavusuyor hatta paraya para demıyorlar, şimdi gelelim gerçek hayata sülalemin çok zengin oldugu donemde, sıkıntı yaşanılan donemde de boyle bırsey yasamadım, hep arama kısmındaydım, ya bir insana hayatı boyunca amorti bile veya dıger oyunladakı tabırle 3 bile cıkmazmı cıkmıyor film olsa sımdı hawaili kızlar yellıyordu palmıye yapraklarıyla ama ...


Filmlerdeki diğer konulara girmiyorum bıle onlar hepten yalan ama benım gibi bir filmkoliği bile soğuttularsa bu film piyasasının artık mutlu sonla bıtırmek uğruna fılmlerdeki gerçekliğin dışına çıkmasına bır son vermesı gerekıyor yoksa gelecek nesılde benım gıbı fılmlerdekı gıbı bır ıyı sonlu hayat dusunurken cok farklı bir sonucla karsılasıp hayal dunyasında kalırlar gercek dunyaya gecemezler.

Herkez mutlu son bekliyor diye filmler mutlu sonla bitmemeli SAW seri filmini sevmemin belkide en buyuk nedenı budur cunku fılmın sonu hiç beklemediğin bir şekilde bitiyor ve bu son herkes için mutlu olmayabilirken kimilerine görede mutlu on olmus oluyor en guzeli ne şiş yansın ne de kebab ...

Ya ben buyuyorum yadaa bende hayata ayak uydurum diğer insanlar gibi rutin bir hayata dönüyorum, girdiğimizden beri ısrarla bu 2010 bana hiç iyi gelmedi hatta abartı olacak ama herkes 2010 girdi oda bana girmeye başladı diyordum kmsse inanmıyordu. Israrla içimdeki çocuk ölmeyecek derken 2010 içimdeki cocugu gomdum ve filmsiz yaşayamam herhalde diyordum ama bugun internette izlediğim filmden sonrada filmlere olan tutkumuda kaybettım.

Bakalım yenı günler nelere gebe daha olmaz dediğim neler olacak veya ne gibi başka sonuçlar doğucak daha nelerımden vazgececgım hatta.


Not: Aşka da töbe bundan sonra sevgılı,yar, aşk ve meşk yok, yanı bugun bır duyu organımız daha bıttı :D

7 Ocak 2010 Perşembe

ÇOKKK GÜZEL ŞİİR

BEYAZ ATSIZ PRENS

Atın rengi konusunda illa
Beyaz olsun diye ısrar etmiyorsan;
Beklediğinin de prens olması gerekmiyorsa,
Ama tüm bunlara rağmen
Rüya tadında ilgi bekliyorsan,
"Evet" de yeter,
Ben atı ayarladım.


Matyas Donat

6 Ocak 2010 Çarşamba

İsyan Ediyorum ama Neye?

Ya okadar canım sıkkın o kadar sıkkın okadar sınılıyım kı 20 kişinin ustune gozum kapalı dalabılırım , bu yazıyı yazarken bıle klavyenın bana kızdığını hıssedıyorum hatta ben sana ne yaptım tuslara nıye bu kadar sert basıp sınırını benden alıyorsun dedıgının duyar gıbıyım.

sınırımı atmak ıcın hanı ınsanlar konusacak derdını paylaşıp rahatlamak ıster ama hıc bır zaman bu dertlerını anlayacak kımseyı bulamazlar ya ben buldum su anda onunla konusuyorum .ne yazdıgıma bıle bakmadan su anda parmaklarım sankı dıle geldı klavyedekı tuslar sayesınde konusuyorum her tusa bastıgımda sınırımın bıraz daha azaldıgını beynıme sıcrayan kanın gerı çekildiğini hissedıyorum.


Bu Şirket benim hayatımı alt üst etti,sağlığımı ve psikolojimi bozdu; okul bittiği zamandan berı yanı yaklasık bu seneyle beraber 5 senedır şirketteyim ama calısan olaraaktı baslardı burada sadece emırlerı yerıne getırıyordum,taki kriz başlayana kadar krizle beraber (kucagıma buyuk bır bomba bırakılıp yandan takip edilmeye başlandım düz hesap) yarı yetkili olarak 2009 basında şirket yonetımıne gectim yarı zamanlı derken her seyı sadece onaya sunarak yıne ben halledıyordum yapılacaklar onemeler vs. ben ılgılenıyor bunu bole yapıytorum dıye sadece bılgı verıyordum sırket bellı bır ıbrayle yanı bayırda bos vıtesde gidiyordu ama askerlık olayı artık benı ıyıce koseye sıkıstırınca 10 ayda ızın alıp askere gıtmek ıcın ısten ayrıldım gercı kadar ordada yuzume gulmedı 4 yıllık sınır sıtres ortamında sulalemde olmayan hıper tansıyon hastalıgına sahip olduğumu ogrendım ve bu yuzden askerlıgımı bır sene sonraya attılar.

Kurban bayramının arifesinde geldiğim istanbulda akrabaların yanında bayramı yapıp (duzeltıyorum kurban bayramı oldugundan bayramı yapmadım bayramda calıstım :S) bismillah diyip yine benim ömrümü çürütecek benim ölümüme neden olacak şirkete geri geldim ,(hıc unutmam kucuk bır cocukken bıle bu siirkette çalışmayacağımı bu şirket dışında olduktan sonra her işi yapıcagımı soleyıp bana bunula ılgılı laf soleyenlere bagrıp cagırıp aglar kacardım -çoçukken başıma geleceklerı bılıyormusum demekkı) neyse sacmalamama gerı doneyım
amcamın rahatsızlıgından dolayı şirket ve butun yetkıler ustume kaldı ve ustumdekı yuk artarak yürümeye devam ettım yoklugumda (2 ayda altı ustu ya) şirketin resmen içine yine etmişler aldıgım donem gibi kotu bır halde tekrar gerı aldım farklarla ustumden topu atıcagım kımse yok.
musterılerle muhatap ben (satıs yapma anlamında), alacaklılarla muhatap olan ben, eskıden kalan sıkıntılarla uğrasan yıne ben, ayrıca amcam rahatsızlanınca işin dışında sülalenin yüküde ister istemez bana kaldıve onlarla ılgılı butun sorun yıne bende.
uğraştıgım adamlar oyle kısılerkı buranın dısında karsıma gecıp ben suyum deseler tınlamam yanından gecer gıdrım en ıyısı benım yarı sevıyem değil hıc bır konuda.(ne ınsanlık ne karakter ne haysıyet ne durustluk ne adamlık ne delikanlılık yanı aklınıza ne gelırse gelsın, hanı cem yılmazın stand up ında bır sakası varya fotosentes yaparlar bı boka yaramazlar dıye onlar bıle bazılarından ıyı kalıyor ya).
Bazen dıyorum lan şerefsizler sizi biz adam ettik şimdi başıma kral oldum dıye gecıcegınımı sanıyorsun de cek restını muhatap bıle olma gerekırse yap gıderını konusmaya devam edenın kır agzını burnunu, ama olmuyor sokaktakı hayvan bıle anlar bazı seylerı ama yok nerde bıldıgın yontulmamıs odun dolu cevrem .

Öyle bunalıp öyle sıkılıyorumkı cogu zaman sırkete bıle gelesım kalmıyor gelsemde calısasım olmuyor mal aldıgınıa ıyı davran mal sattıgına ıyı davran borcu olana ıyı davran alacagı olana ıyı davran tamam zaten ııstesemde kotu davranamam ama karsılıgında da bıseyler beklıyorsun bır ıyılıgı karsılık bekleyerek yapmıyorum ama ağaca kotuluk olsun dıye işesen bıle ağac benı suladı dıye sevınır cıcek acar benım bu sırkette oyle bır sansım yok parayla oynadıgımız donemlerde bıze agam paşam kralım abım dıye yağ cekenler bıraz basımız sıkıldı bıraz nakıt sorunu yasıyoruz dıye karsıma gecıp bana artıslık yapmaya başladılar lan kopek soyları sızın sulalenızı satın alırım ben benım olum bıle ananızı babanızın karınızı sızın koynundan almaya yetıcek kadar cok.

Son ıkı sendır kafam dağılsın başka seylere yogunlassayım dıye kendımı eskı arkadaslarla gorusmeye verdım arada zaman bulup onlarla bulusayım dedım demez olaydım bu ne ben dallas dızısının ortasına atlamısım haberım yokmus.
benım bukadar derdım yokmus gıbı bırde mılletın ask mesk olaylarının ortasında buldum kendımı, sevgılısıyle sorunu olan bır sey ısteyen bana yoneldı,yok bu boyle olmusta soyle olmusta banane a.q benım en buyuk ıkıncı derdım zaten dogru duzgun bir ilişki yaşayamamak benım merhemımı sıze sure sure kafamda sac kalmadı ama yok bunu boyle bırakıp bananeyı dıyebılıyormuyum hayır yıne olayların ortasında butun kursunlara bombalara karsı elımde sancak allah allah burayada kosturuyorum.

Lanet olası yapımdan dolayı oncelıgı kendımden cok baskalarına adamamdan ;ailem işim arkadaşım,tanıdıgım, derken sıra asla bana gelmıyor.
SEN bu yazıyı okurken içinden belkı" ben sana solemıstım" dıyorsundur senem ama beceremıyorum . bunları sana anlattıgımı dusunme sadece kınımı kusuyorum bu sayfaya ama aklıma geldı senınde okuuyacagın sanada selam vereyım dedım.

Vallaha bazen bıkıyorum herseyden herkesden kacıp gıdesım gelıyor, kım ne halı varsın gorsun demek gecıyor bır ara ama kurtulamadıgım bu ıllet benı engellıyor,üzerime yuklenen sorumluluk ve kısılere duydugum sevgi benı yavaş yavaş ucuruma durukluyor.

Herkesın banane dediği işte ben dıyemıyorum,hayatımın 25 yılını bosa gecırdım ve daha oncekı yazımda soledıgım bır cocuk vsardıya içimde ısrarla oldurmeyıp yaşatacağımı soledığım maalesef 2010 yılına gırdıgımız gun onu kaybettım ıcımdekı cocuk oldu cenazesi bıle duzenlenmeden, 2011' in ocak ayı içerisinde gömülecek bu bellı oldu ama ıcımdekı cocuk mu ben mı orası ıste muamma...

uyumaya ayrılan zaman omrun 3/1 kadar

Kaç kişi bunun farkında yada en on bunun farkına ben mi vardım bılmıyorum ama çok acı bir gerçek aslında hayatımızın sadece 3/2'sini gerçekten yaşayoruz.

Çok garip ama iki matematik işlemi yaparak oyle acayıp sayılarla karşılaşıyorum ki insanın nutku duruyor uyku saatlerını azaltmaya calısıyor örneğin;
günde 8 saat uyumak en ideal uyku ise bir gün 24 saat ise o zaman günde 3/1 uykula geciyor yani 60 yaşındaki bir insan (8*(365*(60/3))= 58400 ) saatlik kısmını sadece uykuya harcamış buda eşittir yırmı yıl yani 240 ay aece uykuya harcamıs.
Ya benım gibi uykuyla arasında buyuk bır savaş var ve bu avası cogu zaman uyku kazanıyorsa o zaman en tehlikeli olan olaylar başa gelebiliyor.

Çok uyuldugu zaman ömrümüzden zaman çalıyoruz tamam uyumayalım o zaman diye düşünüle bilir ama ya Uykusuz kalan bır insan başına neler gelebilir;


1) Dikkatini toplayamaz.
2) Mide bulantısı vb.hastalıklar yaşar
3) Halsizlikten bişey yapamaz (bende ters etki yaıyor 4-5 tane enerji drink içmiş gibi oluyorum)
4) Konuşurken hiç dikkat etmez ondan herşey beklenir (kırıcı olma -ağır konuma vb.)
5) Devamlı esneme sorunu yaşanır.
6) Herhangi bir yerde yığışıp kalabilirsin.
7) Normalde uyuduğundan daha fazla uyursun.


Oyle yapsak olmuyor boyle yapak olmuyor ne yapıcaz diye soran olursa söyleyeceğim tek birsey var zamanın değerini bil ve hayatı dolu dolu yaşa unutmaki zaman gerçekte olmayan sadece insaların kendilerini kandırmasından başka birşey değildir.

Uykuna ayrıcağın uzun zamanların bir kısmını sevdiklerini ayırabilirsin veya eğlenceye arkadaşlarına dostlarına ama asla uykudanda gerektiğinen fazla ferehgat etmiyeceksin cünkü ölmek bile insanlar için.

Söylemek istediğim uyku veya başka birşey değil, hayat zaten kısa bıde bız bu kıa olan zamanı gereksiz zaman harcamalarını daha çok değerlendirmeliyiz...

5 Ocak 2010 Salı

ESKİ ŞİİRLERİMDEN BAZILARI 1

BEN ARTIK SÖNDÜM

Çok bahar geçti senden sonra
Bilmiyorum bu benim son
Belkide ilk bahara giriyorm
Bu benim için son artık
ötesi yok benim için
ya gel ya haber gönder
Çok acımasız sensiz günlerim,
Ben yazın güneşiyle yanan ateştim
Ama yaz bitti şimdi sonbahar
Ve Ben Artık Söndüm sensiz öldüm...


AŞKIMSIN ASLA UNUTAMAYACAĞIM

Sigaramsın yakıp içmeye kıyamacağım
Nefesimsin son olarak alacağım
Çiçeğimsin koparamayacağım
Baharımsın gelip geçmeyecek olan
Hayatımsın sonana kadar yaşayacağım
Ama herşeyden çok
Aşkımsın Asla Unutamayacağım




BENİ HAYATTA BAĞLAYAN

Seni senden, seni kendimden çok sevdim
Seni yaşamak seninle brlikte
Seni özlemek seninleyken bile
Sabahlamayı senle sokaklarda
Uyanmak senın yanında
Ağlamak omuzlarında
Gözlerinde beni görmem
Kalbimde seni hissetmem
İşte bu beni hayatta bağlayan...
(30.08.2005)

4 Ocak 2010 Pazartesi

son şiirim

YAZDIĞIM SON ŞİİR


Ah beni benden alan zalim,
Ben seni niye bu kadar sevdim,
Sevgin içime zehir gibi akarken,
Ben ısrarla seni sevmeye devam ettim.

Vay benim dertli başım,
Zorluklarla hep mi mücade edeceğim?
Hiç bir zorlukta ısrarla düşmeyeceğim
Elinde sonunda seni yeneceğim.

Off sonu gelmez hayallerim
Gerçeği görmüyor kör gibi gözlerim
Bütün acı veren duygularımı içime gömüp
Sonunda hayallerimi gerçeğe cevireceğim.


Uğruna öleceğim yoksa yarim
Ben bu savaşı niye vereyim,
Eğer karşılıksızsa bütün sevgilerim.
Ben niye hiç uğruna kendimi feda edeyim.

Uğruna birini bulursam öleceğim
Sevgimi sonuna kadar verebilirim
Aşk açıtsada yüreğimin her yerini
Ben ısrarla sevmeye devam edeceğim

Eski zamanlardaki insanların aşk ile ilgili yorunları


Son yazdığım yazıdan sonra araştırdığım diğer aşk ve sevgi ile alakalı sözleride kaydetim yayınlayasım geldi bende kendimi tutamadım yaydım :)

BOVEE: İlk ve son aşkımız kendimize karşı olandır.

LORD DEWAR:Aşk, masraflarla çevrilmiş bir duygu okyanusudur.

REMY DE GOURMONT:Gençlerin istekleri: Aşk, Para, sağlık. Yaşlıların istekleri: Sağlık, para, aşk. Erkekler aşka aşık olarak başlarlar,kadınlara aşık olarak bitirirler; kadınlarda erkeklere aşık olarak başlar, aşka aşık olarak bitirirler.

MARGUERİTE BLESSİNGTON:Aşk Fransa’da bir komedi, İngiltere’de bir trajedi,İ talya’da bir opera, Almanya’da bir melodramdır. (Türkiye'de ise aşk Acı çekmektir :S)

BORNE:Aşk, deniz meltemleri gibidir; sesini duyarız, nereden nereye gittiğini kestiremeyiz.

PROPERTİUS:Aşkın gözü kördür.

E.GEİBEL:Aşk, yüreklerden gökyüzüne kadar uzanan ateşten bir merdivendir.

H.HEİNE:Aşk, yepyeni kalabilen eski bir masaldır.

ANTOİNE BRET: Aşkın gelişi, aklın gidişidir.

MARLOWE:Beni az, ama uzun sev.

A. SALLE: Aşk, geceyi bile gün ışığına boğabilir.

ANONİM: Sevmeyi bilmeyen, ölmeyi de bilmez.

GEORGE SAND: Aşk, sürekli bir mutluluktur.

BAİLEY: En tatlı gelen sevinç ve en kötü gelen acı aşktır.


NOT: Göze geldim herhalde son zamanlarda yazmak için başladığım herşey taslak olarak kalıyor hiçbir yazımın sonunu getirmez oldum :(

3 Ocak 2010 Pazar

Eski Bir Tapınak Yazıtı (Alıntıdır.)



Gürültü patırtının ortasında sükunetle dolaş,sessizliğin içinde huzur bulunduğunuunutma.
Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe insanlarla dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun, bağışla ve unut. Telaşsız, kısa,açık ve seçk konuş. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları, çünkü Dünyada herkesin bir öyküsü vardır. Yalnız planlarının değil başarılarınında tadını çıkart. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen. Seveceğin bir iş seçersen yaşamın boyunca bir an çalışmış ve yorulmuş olmazsın.

Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz ve unutmaki insanlığın binlerce yıldır öğrendikleri sonsuz uzunluktaki birkumsalda bir kum tanesinden daha fazla değildir.

Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. Bazı idealleri o kadar değerlidir ki o yolda yenik düşmen bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın miras onur ve dürüstlüktür. Yılların rüzgar gibi geçmesine öfkelenme, gençliğe yakışan duyguları gülümseyerek teslim et geçmişe. Rüzgarın yönünü değişitiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgaa göre ayarla, insanlara göre değil. Çünkü dünya karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana sağ salim getirip getirmediğinle ilgilidir. Kavgalarını sürdürürken bile kendinle barış içinde ol.


Hatırlarmısın doğdığun anları; sen ağlarken herkes gülüyordu, öyle bir ömür yaşa ki öldüğünde herkes ağlasın sen sevinçle gülümse. Unutma ki tüm pisliğine ve kalleşliğine rağmen bu dünya insanoğlunun tek mekanıdır.

M.Ö.9.YY.XSENTİUS